Hizmet Rehberi — — Risâle-i Nur tahkikî îmânı kazandırır

eldeki âyinede görünen misâlî güneşten tâ deniz yüzündeki aksine, tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişaflan olduğu gibi; îmânın o derece kesretli hakîkatlerı var ki, bin bir esmâ-i İlâhiye ve sâir erkân-ı îmâniyenin kâinat hakîkatleriyle alâkadar çok hakîkatleri var ki; "Bütün ilimlerin ve mârifetlerin ve
kemâlât-ı insâniyenin en büyüğü îmandır ve îmân-ı tahkîkîden gelen tafsilli ve bürhanlı mârifet-i kudsiyedir" diye, ehl-i hakîkat ittifak etmişler.
Evet, îmân-ı taklidî, çabuk şüphelere mağlûp olur. Ondan çok kuvvetli ve çok geniş olan îmân-ı tahkîkîde pekçok merâtip var. O merâtiplerden ilmelyakîn mertebesi, çok bürhanlannın kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Halbuki, taklidî îman bir şüpheye karşı bâzan mağlûp olur. Hem, îmân-ı tahkîkînin bir mertebesi de aynelyakîn derecesidir ki, pek çok mertebeleri var; belki, esmâ-i İlâhiye adedince tezâhür dereceleri var. Bütün kâinatı bir Kur’ân gibi okuyabilecek derecesine gelir. Hem, bir mertebesi de hakkalyakîndir. Onun da çok mertebeleri var. Böyle îmanlı zâtlara şübehât ordulan hücum da etse, bir halt edemez.
Ve ulemâ-i ilm-i kelâmın binler cild kitapları akla ve mantığa istinâden telif edilip, yalnız o mârifet-i îmâniyenin bürhanlı ve aklî bir yolunu göstermişler. Ve ehl-i hakîkatin yüzer kitaplan keşfe, zevke istinâden, o mârifet-i îmâniyeyi daha başka bir cihette izhâr