ise, kendisine yapılan nasihat ve zecir ve nehiyleri müdafaa etmekle mukabele eder ve "Benim mesleğim haktır; ne senin hakk-ı itirazın var ve ne de benim senin nasihatlerine ihtiyacım var" diye serkeşliğe başlar. Eğer o insan iki yüzlü ise, bir cihetten nasihat edenleri kandırır ve ilzama çalışır. Diğer cihetten de "Ben ıslah edici bir insanım" diye mesleğini hak göstermeye devam eder. Ve aynı zamanda "Islah benim hakiki bir sıfatım olup, bilahare hasıl olmuş bir sıfat değildir" diye davasını tekit ve te’yid eder. Bundan sonra eğer o insan mesleğinde ısrarla nasihatları kabul etmezse anlaşılır ki, onun ıslahına hiçbir çare ve hiçbir deva yoktur. Yalnız onun fesadı halka sirayet etmemek için, mesleğinin muzır ve fena olduğunu ilan etmek lazımdır ki, herkes ondan tahaffuz etsin. Zira o insan aklını çalıştırmıyor, şuurunu istihdam etmiyor ki, böyle zahir olan birşeyi hissedebilsin.
İşte bu misaldeki cümlelerin arasındaki münasebetlere dikkat edilirse, mezkur ayetin cümleleri arasında bulunan münasebet halkaları güzelce görünecektir. Evet, aralarında öyle fıtri bir nizam vardır ki, icaz ve ihtirasından, i’cazın yüksek sesleri işitilir.
Mezkur ayetin herbir cümlesinin heyetindeki veçh-i intizam:
Evet, kat’iyeti ifade eden
-1- ’deki
-2- kötü ve fena şeyleri men ve nehyetmek lazım ve vacip olduğuna işarettir. Failin terkiyle, siga-yı meçhul ile zikredilen
-3- kötü birşeyi nehyetmek farz-ı kifaye olduğuna işarettir. Menfaat ve lutfu ifade eden
-4- ’deki
yapılacak nehiylerin, tahkir ve tahakküm suretiyle değil, ancak nasihat tarzıyla lazım olduğuna işarettir.
-5- şöyle bir kıyas-ı istisnaiye işarettir ki: "Böyle yapmayın, aksi takdirde karışıklıklar meydana gelir. İnsanlar arasında itaat rabıtası kesilir. Adalet, ihtilale inkılap eder. İttifak ve ittihadın ipleri kopar. Fesat doğmaya başlar. Öyleyse, böyle yapmayın ki fesat olmasın."
-6- nehyi tekit, zecri idame ettiriyor. Çünkü nasihat muvakkat olduğu için inzicarın devamı lazımdır. Bu da vicdanın heyecana getirilmesiyle olur. Bu dahi ya şefkat-i cinsiyenin uyandırılmasıyla veya nefret-i umumiyeye maruz kalmak korkusuyla olur. Evet
1 Onlara dendiği zaman.
3 Denildi.
4 Onlara.
5 Fesad çıkarmayın.
6 Yerde.