İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin on yedi on sekiz on dokuz ve yirminci âyetlerinin tefsiri

Sonra sami, "Ra’dın şiddetine mukabil berkin onlara bir faydası olmadı mı?" diye nefsiyle konuşurken Kur’an-ı Kerim -1- cümlesiyle, berkin onlara bir faydası değil, bilakis ışığıyla onların gözlerini hemen kör edecek kadar bir şiddet göstermektedir, diye samie cevap vermiştir. adeta ra’d kulaklarına, berk de gözlerine ilan-ı husumet etmişlerdir.
Sami baktı ki, ra’d ve berk vesaire gibi kainatın eczası müttefikan onların aleyhinde olup onları itlaf etmek için birbirine yardım ediyorlar; bunlara karşı onların ne yapacaklarını düşünmeye başladı. Kur’an-ı Kerim, -2- cümlesiyle, onların hayret dairesinde tereddüt içinde şaşkın bir vaziyette yollarını görüp, yola devam etmek için cüz’i bir fırsat beklemekte olduklarına ve berkin ziyasıyla yol göründüğü zaman devamından ümitsiz, mezbuhane bir harekete geçerek bir iki adım attıklarına, fakat zulmet birden bire istila ettiğinde yerlerinde incimad etmiş gibi bir vaziyette kaldıklarına işaretle cevap vermiştir.
Sami bu vaziyeti görünce, suale geldi ve dedi: "Bu kadar tazipler altında ezilmektense, birden bire ölüp gitmeleri veyahut bütün bütün sağır ve kör olmaları daha iyi değil midir?" diye sordu.
Kur’an-ı Kerim cümlesiyle, "Onların ölümle azaptan ve ıztıraptan kurtulmaya istihkakları yoktur, bunun için meşiet-i İlahiye onların ölümüne taalluk etmemiştir. Taalluk etseydi, gözleri kör, kulakları sağır etmeye taalluk ederdi. Buna da taalluk etmiyor. Çünkü kanun-u İlahiden hariç kalan bu gibi bedbahtların gözleri, kulakları daima sağ kalsın ki, azapları işitmekten ve akrepleri görmekten zevk alsınlar, yani titresinler" diye samie cevap vermiştir.
Sonra bu kıssanın ihtiva ettiği azamet ve kudret-i İlahiye ile Cenab-ı Hakkın umum kainatta tasarruf sahibi olduğu (ve bilhassa asar-ı kudretinden ra’d, berk, sehab mucizelerinin görünmesi ile) samice tahakkuk edince "Kainat, heybetinin bir tecellisi ve bu musibetlerde gadabının bir kahrı olan Zatın kudreti ne kadar büyüktür, -3- diye tesbihata başlamıştır. Kur’an-ı Kerim de onu tasdiken -4- demiştir.

1 Çakan şiddetli şimşekler hemen hemen gözleri kör edecek şanındadır.

2 Onlar, şimşeklerin çaktığı ve etraf aydınlandığı zaman yürürler, karanlık çöktüğü vakit dururlar.

3 Allah her türlü noksan sıfattan münezzehtir.

4 Şüphesiz Allah herşeye kadirdir.