İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin on yedi on sekiz on dokuz ve yirminci âyetlerinin tefsiri

İhtar : Semada büyük bir denizin bulunduğuna edilen zehab, mecazın hakikat zannedildiğinden ileri gelmiştir. Evet, cevv-i hava, denizin rengini andırır ve küre-i havaiyede münteşir bahr-i muhitten fazla su vardır. Binaenaleyh cevv-i havayı denize teşbih etmek baid değildir. Fakat mana-yı hakiki ile bakılırsa hatadır.
Sual : -1- ayet-i kerimesinin zahirine göre yağmurun nüzulü, doludan müteşekkil semada bulunan dağlardandır. Bunun izahı nasıldır?
Elcevap : Bir kelamın belağate uygun, akla muvafık, mantığa mutabık olmadığı halde mana-yı zahirisine yapışıp, mana-yı zahirinden ayrılmaması, o kelam için bir cümudiyet ve bir sönüklüktür. Zira, Cennetin yemek kaplarının vasıfları hakkında -2- cümlesi, bir istiare-i bediiyeyi tazammun ettiği gibi -3- cümlesi dahi bir istiare-i bediiyeyi ihtiva etmektedir. Şöyle ki: Cennetin kapları ne şişeden ve ne de gümüşten olmadıklarından, bu cümlenin mana-yı zahirisine hamli caiz değildir. Çünkü o kaplara "gümüşten yapılmış şişeler" denilemez. Zira, her iki unsur arasında mutabakat yoktur. Ancak cümlesinden, mana-yı mecazi ile hem şişenin şeffafiyeti, hem gümüşün beyazlığı kastedilmiştir. Yani "O kaplar, şişe gibi şeffaf, gümüş gibi beyazdırlar."
Kezalik, cümlesi de, iki istiareyi tazammun etmiş. Bu istiareler samiin şairane bir hayaline müessestir; bu hayalde alem-i süfli ile alem-i ulvi arasında bir nevi müşabehet ve mümaseleti mülahaza etmeye mebnidir. Yani, alem-i süfli denilen arz, mevasim-i erbaada, bilhassa bahar mevsiminde nasıl türlü türlü şekillere girer ve envaen ziynetli, nakışlı elbiseleri giyer, ayrı ayrı manzaraları gösterir; alem-i ulvi olan semavat dahi, bilhassa bulutlarıyla pek garip ve acip keyfiyetlere, suretlere, renklere girer çıkar, adeta her iki alem birbirine rekabet ederler. Bu iki alem arasında şöylece bir müşabehet ve mümaseletin düşünülmesi de, aralarında bir müsabaka ve rekabeti tahayyül etmekten neş’et eder. Şöyle ki:

1 Gökteki dağ gibi bulutlardan Allah dolu taneleri indirir. (Nur Suresi, 24:43.)

2 Gümüş beyazlığında, billur berraklığında kaplar. (İnsan Suresi, 76:16.)

3 İçinde dolu bulunan dağ gibi...