zikredilmesi, onların bu inkarı, kalblerinde rüsuh peyda eden küfürden neş’et ettiğine ve onun için onları yine küfre götürdüğüne işarettir.
Evvelki cümledeki
-1- ’nin mutabakatı için burada
-2- denmesi münasip iken, onun yerine zikredilen
-3- icaz ve ihtisar için mukadder olan hallerden kinayedir. Takdir-i kelam: "Küfrü olan adam, hakikati bilmez, tereddüde düşer, inkara girer, istifham şeklinde istihkar eder, hakir görür." Ve keza, kendileri dalalette oldukları gibi, ağızlarıyla halkı da dalalete sürüklediklerine işarettir.
-4-
Bu cümleden evvelki cümlede
-5- mukaddem olduğuna nazaran, burada ona münasip olan
-6- ’nin takdimi lazımken,
-7- takdim edilmiştir. Çünkü bu kelamdan maksat, inkar edenlerin itirazlarını reddetmektir. Buna binaen,
kesb-i ehemmiyet ettiğinden, takdim hakkını kazanmıştır.
Sual
: Dalalet yerine
hidayet yerine
yani masdardan fiile olan udulden maksat nedir?
Cevap
: Fiil-i muzari, teceddüd ve istimrara delalet ettiğinden, yirmi üç sene devam eden nüzul-ü Kur’an’ın parça parça teceddüdü nisbetinde, onların zulmet-i küfriyelerine kat kat zulmetlerin ilavesine sebebiyet verdiğine, mü’minlerin de nüzulün teceddüdü nisbetinde nur-u imanlarının derece derece yükselmesine bais olduğuna işarettir. Ve keza, bu cümle
-8- ilaahir, cümlesiyle işaret
1 Bilirler.
2 Bilmezler.
3 Derler.
4 Onunla çoklarını dalalete atar ve çoklarını hidayete götrür.
5 İman edenler, mümin olanlar.
6 Onunla hidayete götürür.
7 Onunla dalalete atar.
8 Allah neyi kast etmiştir?