İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin yirmi altı ve yirmi yedinci âyetlerinin

zikredilmesi, onların bu inkarı, kalblerinde rüsuh peyda eden küfürden neş’et ettiğine ve onun için onları yine küfre götürdüğüne işarettir.
Evvelki cümledeki -1- ’nin mutabakatı için burada -2- denmesi münasip iken, onun yerine zikredilen -3- icaz ve ihtisar için mukadder olan hallerden kinayedir. Takdir-i kelam: "Küfrü olan adam, hakikati bilmez, tereddüde düşer, inkara girer, istifham şeklinde istihkar eder, hakir görür." Ve keza, kendileri dalalette oldukları gibi, ağızlarıyla halkı da dalalete sürüklediklerine işarettir.
-4-
Bu cümleden evvelki cümlede -5- mukaddem olduğuna nazaran, burada ona münasip olan -6- ’nin takdimi lazımken, -7- takdim edilmiştir. Çünkü bu kelamdan maksat, inkar edenlerin itirazlarını reddetmektir. Buna binaen, kesb-i ehemmiyet ettiğinden, takdim hakkını kazanmıştır.
Sual : Dalalet yerine hidayet yerine yani masdardan fiile olan udulden maksat nedir?
Cevap : Fiil-i muzari, teceddüd ve istimrara delalet ettiğinden, yirmi üç sene devam eden nüzul-ü Kur’an’ın parça parça teceddüdü nisbetinde, onların zulmet-i küfriyelerine kat kat zulmetlerin ilavesine sebebiyet verdiğine, mü’minlerin de nüzulün teceddüdü nisbetinde nur-u imanlarının derece derece yükselmesine bais olduğuna işarettir. Ve keza, bu cümle -8- ilaahir, cümlesiyle işaret

1 Bilirler.

2 Bilmezler.

3 Derler.

4 Onunla çoklarını dalalete atar ve çoklarını hidayete götrür.

5 İman edenler, mümin olanlar.

6 Onunla hidayete götürür.

7 Onunla dalalete atar.

8 Allah neyi kast etmiştir?