değişir.
Mesela, gafile karşı tenbihi ifade eder; gaibe ihzarı, cahile tarifi, dosta teşviki, düşmana tevbih ve takri’i gibi her tabakaya münasip bir ifadesi vardır. Sonra, makam-ı kurbu iktiza ettiği halde, uzaklara mahsus olan
edatının kullanılması birkaç nükteye işarettir.
1. Teklif edilen emanet ve ibadetin pek büyük bir yük olduğuna,
2. Derece-i ubudiyetin mertebe-i uluhiyetten pek uzak olduğuna,
3. Mükelleflerin, zaman ve mekanca hitabın vakit ve mahallinden ırak bulunduğuna,
4. İnsanların derece-i gafletlerine işarettir.
Muzafun ileyhsiz zikredildiğinden, umumi bir tevessümü ifade eden
kelimesi, hitabın umum kainata şamil olup, yalnız farz-ı kifaye suretiyle haml-i emanete ve ibadete insanların tahsis edilmiş olduklarına işarettir. Öyleyse ibadette insanların kusurları umum kainata tecavüzdür.
Sonra,
kelimesinde bir icmal ve bir ipham vardır; çünkü izafesiz zikredilmiştir. Onun o ipham ve icmali,
-1- kelimesiyle izale ve tafsil edildiğinden, aralarında bir icmal ve tafsil cezaleti meydana gelmiştir.
,
’nün muzafun ileyhine ıvaz olmakla beraber,
edatiyle çağrılanları tenbih içindir.
aslında nisyandan alınmış bir ism-i faildir; vasfiyet-i asliyesi mülahazasıyla insanlara bir itaba işarettir. Yani, "Ey insanlar! Niçin misak-ı ezeliyi unuttunuz?" Fakat bir cihetten de insanlara bir mazeret yolunu gösteriyor. Yani, "Sizin o misakı terk etmeniz, amden değil; belki sehiv ve nisyandan ileri gelmiştir."
-2- nidaya cevaptır. Mü’min, kafir, münafık olan geçen tabakalar nida ile çağırıldıklarından,
emri devam, itaat, ihlas, tevhid gibi, her tabakaya münasip bir manayı ifade eder.
-3-
Rab ünvanı
ile teklif edilen ibadete bir illet ve bir sebebe işarettir. Yani, "Sizin terbiyeniz Rabbinizin elinde olduğundan, daima Ona muhtaçsınız. Ve terbiyenize lazım olan bütün levazımatı veren Odur. Onun, o nimetlerine şükür lazımdır. Şükür ise ancak ibadettir."
1 İnsanlarla.
2
İbadet ediniz.
3
Rabbinize.