İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin yirmi üç ve yirmi dördüncü âyetlerinin tefsiri

kasem ederim ki, o Beşir ve Nezirin (a.s.m.) basar ve basireti, hakikatı hayalden tefrik edememekten münezzehtir, celildir, celidir; veya insanları kandırarak mağlatalara düşürtmekten, meslek-i alileri ganidir, alidir, temizdir, tahirdir!
YEDİNCİ MESELE
Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın izhar ettiği mahsus ve zahiri ve insanlarca meşhur ve malum olan harika ve mucizelerinin ekserisi, tarih ve siyer kitaplarında mezkurdur ve aynı zamanda, muhakkikin-i ulema tarafından izah ve beyan edilmişlerdir. Binaenaleyh, tafsilatını o kitaplara havale ile yalnız o harikaların nevilerini icmalen izah edeceğiz.
Evet, Peygamber Aleyhisselamın zahiri harikalarının herbirisi ahadi olup mütevatir değilse de, o ahadilerin heyet-i mecmuası ve çok nevileri, mütevatir-i bilmanadır. Yani, lafız ve ibareleri mütevatir değilse de, manaları çok insanlar tarafından nakledilmiştir. O harikaların nevileri üçtür.
Birincisi: "İrhasat" ile anılmaktadır ki, Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın nübüvvetinden evvel zuhur eden harikalardır. Mecusi milletinin taptığı ateşin sönmesi, Sava denizinin sularının çekilmesi, Kisra sarayının yıkılması ve gaipten yapılan tebşirler gibi şeylerdir. Sanki o Hazretin (a.s.m.) zaman-ı veladeti, hassas ve keramet sahibi imiş gibi, o zatın kudüm ve gelmesini şu gibi hadiselerle tebşiratta bulunmuştur.
İkinci nev’: İhbarat-ı gaybiyedir ki, bilahare vukua gelecek pek çok garip şeylerden bahsetmiştir. Ezcümle, Kisra ve Kayserin definelerinin İslam eline geçmesi, Rumların mağlup edilmesi, Mekke’nin fethi, Kostantiniye’nin alınması gibi hadisattan haber vermiştir. Sanki o zatın cesedinden tecerrüd eden ruhu, zaman ve mekanın kayıtlarını kırarak istikbalin her tarafına uçup gezmiş ve gördüğü vukuatı söylemiştir ve söylediği gibi de vukua gelmiştir.
Üçüncü nev’: Hissi harikalardır ki, muaraza zamanlarında kendisinden talep edilen mucizelerdir. Taşın konuşması, ağacın yürümesi, ayın iki parçaya bölünmesi, parmaklarından su akması gibi. Tefsir-i Keşşaf’ın müellifi Zemahşeri’nin dediğine göre, o Hazretin bu nevi harikaları bine baliğ olmuştur. Ve bir kısmı da mütevatir-i bilmanadır. Hatta Kur’an’ı inkar edenlerden bir kısmı, inşikak-ı kamer manasında tasarruf etmemişlerdir.
Sual : İnşikak-ı kamer bütün insanlarca kesb-i şöhret etmesi lazım bir mucize iken alemce o kadar şöhret bulmamıştır. Esbabı nedir?
Cevap : Matla’ların ihtilafı ve havanın bulutlu olmasının ihtimali ve o zamanda rasathanelerin bulunmaması ve vaktin uyku gibi gaflet zamanı olması ve inşikakın ani olması gibi esbabdan dolayı, herkesçe o vak’anın görünmesi ve malum olması lazım gelmez. Maahaza, Hicaz matla’ıyla matla’ları bir olan yerlerde, o gece yollarda bulunan kervan ve kafilelerden naklen, inşikakın vukua geldiği hakkında çok rivayetler vardır.