İşârâtü'l-İ'câz Besmele ve Fatiha Sûrelerinin Tefsiri

Ve keza, büyükten beklenilen menfaat küçüğe mütevakkıf ise, o küçük, büyük sırasına geçer; o büyük dahi küçük hükmünde kalır; kilit ile anahtar, lisan ile ruh gibi.
Ve keza, bu makam, nimetlerin tadadı veya nimetlerle imtinan makamı değildir. Ancak, insanları, gizli ve küçük nimetlere tenbih ve ikaz etmek makamıdır. Evvelki makamlardaki "tedelli" şu tenbih makamında "terakki" sayılır. Çünkü, gizli ve küçük nimetleri insanlara göstermek ve insanları onların vücuduna ikaz etmek, daha layık ve daha lazımdır. Bu itibarla, şu meselemizde tedelli değil, terakki vardır.
Sual : Mebde ve me’haz itibarıyla "rikkatü’l-kalb" manasını ifade eden bu iki sıfatın Cenab-ı Hak hakkında kullanılması caiz değildir. Eğer mana-yı hakikatlerinin lazımı ve neticesi olan in’am ve ihsan kastedilirse, mecazda ne hikmet vardır?
Cevap : Bu iki sıfat-"yed" gibi-mana-yı hakikileriyle Cenab-ı Hak hakkında kullanılması muhal olan müteşabihattandır. Müteşabihatta, mana-yı mecazinin, mana-yı hakikinin lafzıyla, üslubuyla gösterilmesindeki hikmet, insanların meluf ve malumları olmayan manaları ve hakikatleri zihinlerine yakınlaştırıp kabul ettirmekten ibarettir. Mesela "yed"in mana-yı mecazisi insanlara me’nus olmadığından, mana-yı hakikinin şekliyle, lafzıyla gösterilmesi zarureti vardır.
-1-
Evvela: Bu kelimeyi makabline bağlattıran cihet-i münasebet, Rahman ve Rahim’in delalet ettikleri nimetlerin hamd ve şükürle karşılanması lüzumundan ibarettir.
Saniyen: Şu cümlesi, herbiri niam-ı esasiyeden birine işaret olmak üzere, Kur’an’ın dört suresinde tekerrür etmiştir. O nimetler de, "neş’e-i ula ile neş’e-i ulada beka, neş’e-i uhra ile neş’e-i uhrada beka" nimetlerinden ibarettir.
Salisen: Bu cümlenin Kur’an’ın başlangıcı olan Fatiha Suresine fatiha, yani başlangıç yapılması neye binaendir?
Cevap: Kainatın ve dolayısıyla insanların hilkatindeki hikmet ve gaye, -2- ferman-ı celilince, ibadettir.

1 Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Allaha mahsustur. (Fatiha Suresi: 2.)

2 Ben, cinleri ve insanları ancak bana iman ve ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi: 56.)