Cem’ sigasıyla zikredilen
-1- deki zamir, üç taifeye işarettir.
Birincisi, insanın vücudundaki bütün aza ve zerrata racidir ki, bu itibarla şükr-ü örfiyi eda etmiş olur.
İkincisi, bütün ehl-i tevhidin cemaatlerine aittir; bu cihetle şeriata itaat etmiş olur.
Üçüncüsü, kainatın ihtiva ettiği mevcudata işarettir. Bu itibarla, şeriat-ı fıtriye-i kübraya tabi olarak hayret ve muhabbetle kudret ve azametin arşı altında sacid ve abid olmuş olur.
Bu cümlenin makabliyle vech-i nazmı,
’nun
-2- ’ye tefsir ve beyanı olmakla
-3- ’de bir netice ve bir lazım olmasıdır.
İhtar
:
-4- ’nin takdimi, ihlası vikaye etmek içindir. Ve zamir-i hitap da, ibadetin sebep ve illetine işarettir. Çünkü, hitaba incirar eden, geçen sıfatla muttasıf olan Zat, elbette ibadete müstehaktır.
-5-
-6- ’de müstetir zamir,
’nun faili gibi, o üç cemaatten herbirine racidir. Yani, "Bizim vücudumuzun zerratı veya ehl-i tevhid cemaatı veyahut kainat mevcudatı, bütün hacat ve maksatlarımıza, bilhassa en ehem olan ibadetimize, Senden iane ve tevfik istiyoruz."
kelimesinin tekrarlanmasındaki hikmetin, birincisi, hitap ve huzurdaki lezzetin arttırılmasına; iİkincisi, ayan makamının bürhan makamından daha yüksek olduğuna; üçüncüsü, huzurda sıdk olup kizbin ihtimali olmadığına; dördüncüsü, ibadetle istianenin ayrı ve müstakil maksatlar olduklarına işarettir.
Bu iki fiili birbiriyle bağlayan münasebet, ücretle hizmet arasındaki münasebettir. Zira ibadet, abdin Allah’a karşı bir hizmetidir. İane de, o hizmete karşı bir ücret gibidir. Veya mukaddeme ile maksud arasındaki alakadır. Çünkü iane ve tevfik, ibadete mukaddemedir.
kelimesinin takdiminden doğan hasr, abdin,
1 Kulluk ederiz.
2 Hamd olsun.
3 O, hesap gününün sahibidir. (Fatiha Suresi: 4.)
5 Ancak Senden yardım dileriz. (Fatiha Suresi: 5.)
6 Yardım dileriz.