İstinadi noktamız, hem himayetkanmız, def eder düşmanları. O iman-ı billahtır ki, ziya-i ruhumuz, hem nur-u hayatımız, hem de ruh-u ruhumuz.
İşte kalbimiz rahat, düşmanlara aldırmaz, belki düşman tanımaz. Evvelki yolumuzda, vakta vicdana girdik, işittik ondan binlerle feryad ü fizar ve avaz.
Ondan belaya düştük. Zira amal, arzular, istidat ve hissiyat daim ebedi ister. Onun yolunu bilmezdik. Bizden yol bilmemezlik, onda fızar ve niyaz.
Fakat, elhamdülillah, şimdi gelişimizde bulduk nokta-i istimdat. Ki, daim hayat verir o istidat amale; ta ebedül-abada onları eder pervaz.
Onlara yol gösterir, o noktadan istidat. Hem istimdat ediyor, hem ab-ı hayatı içer, hem kemaline koşuyor o nokta-i istimdat, o şevkengiz remz ü naz.
İkinci kutb-u iman ki, tasdik-ı haşirdir; saadet-i ebedi, o sadefin cevheri. Iman bürhanı, Kur’ân; vicdan, insani bir raz.
Şimdi başını kaldır, şu kainata bir bak, onun ile bir konuş. Evvelki yolumuzda pek müthiş görünürdü, şimdi de mütebessim. Her tarafa gülüyor, nazeninane niyaz ve avaz.
Görmez misin, gözümüz an-misal olmuştur; her tarafa uçuyor. Kainat bostanıdır, her tarafta çiçekler; her çiçek de veriyor ona bir ab-ı leziz.
Hem ünsiyet, teselli, tahabbübü veriyor. O da alır getirir, şehd-i şehadet yapar. Balda bir bal akıtır, o esrarengiz şehbaz.
Harekat-ı ecrama, ya nücum, ya şümusa nazarımız kondukça, ellerine verirler Halıkın hikmetini. Hem maye-i ibreti, hem cilve-i rahmeti alır; ediyor pervaz.
Güya şu güneş bizlerle konuşuyor. Der: "Ey kardeşlerimiz! Tevahhuşla sıkılmayınız, ehlen sehlen, merhaba; hoş teşrif ettiniz. Menzil sizin; ben bir mumdar-ı şehnaz.
"Ben de sizin gibiyim; fakat safi, isyansız, muti bir hizmetkanm. O Zat-ı Ehad-i Samed ki, mahz-ı rahmetiyle hizmetinize beni musahhar-ı pürnur etmiş. Benden hararet, ziya; sizden namaz ve niyaz."
Yahu, bakın kamere; yıldızlarla denizler, herbiri de kendine mahsus birer lisanla,
"Ehlen sehlen, merhaba," derler, "hoş geldiniz, bizi tanımaz mısınız?" Sırr-ı teavünle bak, remz-i nizamla dinle; herbirisi söylüyor, "Biz de birer hizmetkar, rahmet-i Zülcelalin birer ayinedanyız. Hiç de üzülmeyiniz, bizden sıkılmayınız.
"Zelzele naralan, hadisat sayhalan sizi hiç korkutmasın, vesvese de vennesin. Zira onlar içinde bir zemzeme-i ezkar, bir demdeme-i tesbih, velvele-i naz ü niyaz.