On Birinci Mektub
Dört ayrı ayrı Mebhastır. Bu dört mesele birbirinden uzak olduğundan, bu Mektub perişan görünüyor. Bu perişan Mektub münâsebetiyle kardeşlerime ihtar ediyorum ki:
Bu küçük Mektubları husûsi bir sûrette, husûsi bâzı kardeşlerime yazmıştım. Büyük Mektublar meydana çıktıktan sonra, küçükler de umûmun nazarına gösterilmesi lâzım geldi. Halbuki, tanzimsiz, müşevveş bir sûrette idiler. Onlar ne hal ile yazılmış ise, öyle kalması lâzım geliyordu. Sonradan tashih ve tanzim etmeye mezun değiliz! İşte bu On Birinci Mektub, perişan bir sûrette, birbirinden çok uzak dört meseleden ibârettir. Hem müşevveş, hem perişandır. Fakat, şairlerin ve ehl-i aşkın, zülf-ü perişânîyi sevdikleri ve istihsan ettikleri nevinden, bu Mektub da-zülf-ü perişan tarzında-soğuk tasannû karışmadan, harâret ve halâvet-i asliyesini muhafaza etmek niyetiyle kendi halinde bırakılmış.
BU MEKTUBUN BİRİNCİ MEBHASI
-1- âyetinin bir sırrını tefsir ile, vesvese-i şeytana müptelâ olan adamlara mühim bir ilâç ve merhemdir.
İKİNCİ MESELE Barla Yaylası, Tepelice, çam, katran, karakavağın bir meyvesi olup, Sözler mecmuasında yazıldığı için buraya yazılmamıştır.
ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ MESELELERİ İ’câz-ı Kur’ân’a karşı medeniyetin aczini gösteren yüzer misÂllerden iki misÂldir. Kur’ân’a muhÂlif olan hukùk-u medeniyet ne kadar haksız olduğunu ispat eden iki numûnedir.
B i r i n c i M i s â l:
-2- Mahz-ı adÂlet olan hükm-ü Kur’ânî, kıza nısf veriyor. Medeniyet, irsiyet husûsunda kızın hakkında fazla hak vermekle, büyük haksızlık etmiş ve merhamete muhtaç kıza zulmetmiş olduğunu katî bir sûrette ispat ediyor.
İ k i n c i M i s â l:
-3- âyetinin bir sırrına dâirdir ki,"mim"siz medeniyet nasıl kıza hakkından fazla hak verdiğinden, haksızlık
1 Muhakkak ki şeytanın hilesi pek zayıftır. (Nisâ Sûresi: 76.)
2 Erkeğin hakkı, iki kadın payı kadardır. (Nisâ Sûresi:176.)
3 Anneye altıda bir vardır. (Nisâ Sûresi:11.)