Mesnevi-i Nuriye Onuncu Risale

İ’lem eyyühe’l-aziz! Tabiatları latif, ince ve latif san’atlara meftun bazı insanlar, bilhassa has bahçelerinde pek güzel hendesevari bir şekilde şekilleri, arkları, havuzları, şadırvanları yaptırmakla, bahçelerine pek muntazam bir manzara verirler. Ve o letafetin, o güzelliğin derecesini göstermek için, bazı çirkin kaya, kaba, gayr-ı muntazam mağara ve dağ heykelleri gibi şeyleri de ilave ediyorlar ki, onların çirkinliğiyle, adem-i intizamıyla bahçenin güzelliği, letafeti fazlaca parlasın. Çünkü, -1- Lakin, müdakkik bir kimse, o ezdadı cem eden bahçenin manzarasına baktığı zaman anlar ki, o çirkin, kaba şeyler kasten yapılmıştır ki, güzellik, intizam, letafet artsın. Zira, güzelin güzelliğini arttıran, çirkinin çirkinliğidir. Demek bahçenin tam intizamını ikmal eden, o çirkinlerdir. Ve o çirkinlerin adem-i intizamı nisbetinde bahçenin intizamı artar.
Kezalik, dünya bahçesinde nizam ve intizamın son sisteminde bulunan mahlükat ve masnuat arasında-hayvanlarda olsun, nebatatta olsun, cemadatta olsun-bazı çirkin, intizamdan hariç şeyler bulunur. Bunların çirkinliği, intizamsızlıkları, dünya bahçesinin güzelliğine, intizamına bir ziynet, bir süs olmak üzere Sani-i Hakim tarafından kasten yapılmış olduğunu, pek yüksek, geniş, şairane bir hayalle dünyanın o bahçe manzarasını nazar altına alabilen adam, görebilir.
Maahaza, o gibi şeyler kasti olmasaydı, şekillerinde hikmetli tehalüf olmazdı. Evet, tehalüfte kasıt ve ihtiyar vardır. Her insanın bütün insanlara simaca muhalefeti buna delildir.
İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanı fıtraten bütün hayvanlara tefevvuk ettiren camiiyetinin meziyetlerinden biri, zevilhayatın Vahibü’l-Hayata olan tahiyye ve tesbihlerini fehmetmektir. Yani, insan kendi kelamını fehmettiği gibi, iman kulağıyla zevilhayatın da, belki cemadatın da bütün tesbihlerini fehmeder. Demek, herşey sağır adam gibi yalnız kendi kelamını anlar. İnsan ise, bütün mevcudatın lisanlarıyla tekellüm ettikleri Esma-i Hüsnanın delillerini fehmeder. Binaenaleyh, herşeyin kıymeti kendisine göre cüz’idir. İnsanın kıymeti ise küllidir. Demek bir insan, bir fert iken, bir nevi gibi olur. -2-
• • •
İ’lem eyyühe’l-aziz! Zahir ile batın arasında müşabehet varsa da, hakikate bakılırsa aralarında büyük uzaklık vardır.

1 Eşyanın hakikati ancak zıtlarıyla bilinir.

2 En doğrusunu Allah bilir.