İ’lem eyyühe’l-aziz!
Halk-ı eşya hakkında mücibe-i külliye sadık olmadığı takdirde, salibe-i külliye sadık olur. Yani, ya bütün eşyanın halıkı Allah’tır veya Allah hiçbir şeyin halıkı değildir. Çünkü, eşyanın arasında muntazam tesanütle halk ve yaratmak, tecezziyi kabul etmez bir külldür, bazıyet yoktur. Ya mücibe-i külliye olacaktır veya salibe-i külliye olacaktır. Başka ihtimal yok. Herşeyde illetin ademini tevehhüm eden vehmin vahi hükmünde bir kıymet yok. Binaenaleyh, edna birşeyde halıkıyet eseri göründüğü zaman, bütün eşyada tahakkuk eder.
Ve keza, Halık ya birdir veya gayr-ı mütenahidir, evsat yoktur. Zira, Sani, vahid-i hakiki olmazsa, kesir-i hakiki olacaktır. Kesir-i hakiki ise gayr-ı mütenahidir.
Maahaza, nuru neşredenin nursuz, icad edenin vücudsuz, icab ettirenin vücubsuz olması muhaldir.
Ve keza, ilim sıfatını ihsan edenin ilimsiz, şuuru ihsan edenin şuursuz, ihtiyarı verenin ihtiyarsız, iradeyi verenin iradesiz, kamil şeylerin sanii gayr-ı kamil olduğunu telakki etmek muhaldir.
Ve keza, ayn’ı tersim, basarı tasvir ve nazarı tenvir edenin basarsız olduğunu düşünmek, ancak basar ve basiretten mahrum olan adamın işidir. Maahaza, masnudaki kemalat, tamamen Sanideki kemalden akan bir feyizdir. Fakat kuşlardan yalnız sineği gören, tanıyan bir mikrop, kartalı gördüğü zaman, "Bu kuş değildir" der. Çünkü sinekteki şeyler onda yoktur.
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Nefs-i natıkanın en yüksek matlubu devam ve bekadır. Hatta vehmi bir devamla kendisini aldatmazsa hiçbir lezzet alamaz. Eyleyse, ey devamı isteyen nefis! Daimi olan bir Zatın zikrine devam eyle ki, devam bulasın. Ondan nur al ki sönmeyesin. Onun cevherine sadef ve zarf ol ki kıymetli olasın. Onun nesim-i zikrine beden ol ki, hayattar olasın. Esma-i İlahiyeden birisinin hayt-ı şuasıyla temessük et ki, adem deryasına düşmeyesin.
Ey nefis! Seni tutup düşmekten muhafaza eden Zat-ı Kayyüma dayan. Senin mevcudiyetinden dokuz yüz doksan dokuz parça Onun uhdesindedir. Senin elinde yalnız bir parça kalır. En iyisi o parçayı da Onun hazinesine at ki rahat olasın.
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Sen kendi vücudunu yapmaya kadir değilsin. Ve elin onu icad etmekten kasırdır. Başkaları dahi o işten aciz ve kasırdırlar. İstersen tecrübe et bakalım. şecere-i kelimat denilen bir lisanı veya muhaberat ve ezvak santralı olarak bir ağzı yap. Elbette yapamayacaksın. Eyleyse Allah’a şirk yapma!
• • •
"Muhakkak ki, şirk pek büyük bir zulümdür." Lokman Süresi, 31:13.