Sikke-i Tasdîk-i Gaybî — Risale-i Nur'un Kahramanı Hüsrev tarafından Kaleme Alınmıştır

Hep işte o nurdan bu acaib koca alem,
Halk oldu o nurdan yine Cennetle Cehennem.

Şek yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur’ân,
Ol nur-u ezel hem sebeb-i hilkat-i insan.

Herşeye odur mebde ve asıl ve esas hem,
Ondan görünür nev-i beşer böyle mükerrem.

Bir zerre değil, bahr-i muhit o bahr-i münirden,
Hem nasıl beşer hiç kalıyor hepsi de birden.

Şek yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun,
Şek yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun.

Sönsün diye üflense, o derya gibi kaynar,
Söndürmeye hem kimde acep zerre mecal var?

Söndürmeye kalkmıştı asırlar dolu küffar,
Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhar.

Hep sönmüş asırlar, yanıyor sönmeden ol,
Tarihe sorun, kimdir o nur, hem kimmiş menfur?

Alnında yanan nur-u Muhammeddi Halil in,
Yetmezdi gücü bakmaya her çeşm-i alilin.

Görseydi Resulün o güzel nurunu Nemrud,
Yakmazdı o dem, narını ol kafir-i matrud.

Bir sivrisinek öldürüyor o şah-ı cihanı,
Atmıştı Halil i ateşe çünkü o cani.

Bir perde açıp söyledi Hak gizli kelamdan,
Ol ateşe bahseyledi hem berd ü selamdan.

"Dostum ve Resulüm yüce İbrahim i, ey nar,
At adetini, yakma bugün, sen onu zinhar!"

Bir gizli hitap geldi de ol dem yine Haktan
Bir abd-i mükerrem dahi kurtuldu bıçaktan.

Ol nurdan için Yunus u hıfzeyledi ol hut,
Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lut.

Ol hüsn-ü cemal, eyledi alemleri hayran,
Nerden onu bulmuş, acaba Yusuf-u Ken an?

Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyub,
Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub.