Sözler Fihrist

tarzda ispat etmekle beraber, Sahâbelerin nev-i beşer içinde enbiyâdan sonra en mümtaz şahsiyetler olduklarını ve onlara yetişilmediğini katî bir sûrette ispat eder.
Yirmi Sekizinci Söz
-1- âyetinin Cennete ve saadet-i ebediyeye dâir hakikatini teyid eden yüzer âyâtın mühim bir hakikatini iki makamla tefsir eder.
Birinci Makam, "Beş Suâl ve Cevap" nâmiyle Cennetin lezâiz-i cismâniyesine ve hûriler hakkında medâr-ı tenkit olmuş meseleleri öyle güzel bir sûrette beyân eder ki, herkesi iknâ eder.
İkinci Makam, Arabiyyü’l-ibâre olarak on iki "Lâsiyyemâ" kelimesiyle başlar ve gayet kuvvetli ve katî ve hiçbir cihette sarsılmaz, haşre dâir, Cennet ve Cehennemin hakkàniyetine medâr binler bürhânı tazammun eden bir bürhân-ı bâhirdir ki, o bürhan, Onuncu Sözün menşei ve esâsı ve hulâsasıdır.
Yirmi Dokuzuncu Söz
-2- -3-
-4-
-5- âyetlerinin meâlindeki yüzer âyâtın haşir ve beka-i ruha ve melâikeye dâir üç mühim hakikatini tefsir eder. Bekà-i ruhu o kadar güzel ispat eder ki, cesedin vücudu gibi, ruhun bekàsını gösterir. Ve melâikenin vücudlarını Amerika insanlarının vücudları gibi ispat eder. Ve haşir ve kıyâmetin vücud ve tahakkuklarını o kadar mantıkî ve aklî bir sûrette ispat eder ki, hiçbir feylesof, hiçbir münkir itaraza mecâl bulamaz. Teslim olmazsa da, mülzem olur. Husûsan âhirindéki "Remizli Nüktenin Sırrı" nâmiyle haşr-i ekberin esbâb-ı mucîbesini ve hikmetlerini öyle bir tarzda beyân

1 İmân edenler ve güzel işler yapanları müjdele: Altlarından ırmaklar akan Cennetler onlarındır. O Cennetlerden rızık olarak bir meyve yediklerinde, "Bu daha önce yediğimiz rızıktandır" derler. Rızıkları dünyadakine benzer şekilde kendilerine sunulur. Orada onlar için ter temiz eşler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. (Bakara Sûresi: 25.)

2 Mü’minler Allah’a ve meleklere iman ederler.

3 De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. (İsrâ Sûresi: 85.)

4 Kıyametin gerçekleşmesi ise göz açıp kapayıncaya kadar yahut ondan da yakındır. (Nahl Sûresi: 77.)

5 Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. (Lokman Sûresi: 28.)