Sözler Lemeat

Tenkide kabiliyet-i tevessüü nisbeten, o tâun da ediyor tevessü’ ve intişâr. Telkini fenden almış, medeniyetten taklid.
Hürriyet, tenkid vermiş; gururundan dalâlet çıkmış.

Vücudda atâlet yok; işsiz adam, vücudda adem hesâbına işler
En bedbaht, sıkıntılı, muztarip, işsiz olan adamdır. Zîrâ ki atâlet, vücud içinde adem, hayat içinde mevttir.
Sa’y ise, vücudun hayatı, hem hayatın yakzasıdır elbet.

Ribâ İslâma zarar-ı mutlaktır
Ribâ atâlet verir, şevk-i sa’yi söndürür. Ribânın kapıları, hem de onun kapları olan bu bankaların her dem nef’i ise, beşerin en fena kısmınadır. Onlar da gâvurlardır.
Gâvurlardaki nef’i, en fena kısmınadır; onlar da zâlimler.
Her dem zâlimlerdeki nef’i en fena kısmınadır. Onlar da sefihlerdir. Âlem-i İslâma bir zarar-ı mutlaktır.
Mutlak beşer her dem refahı nazar-ı şer’îde yoktur. Zîrâ harbî bir gâvur hürmetsiz, ismetsizdir; demi hederdir... Her dem.

Kur’ân, kendi kendini himâye edip hâkimiyetini idâme eder Hâşiye
Bir zâtı gördüm ki yeis ile mübtelâ, bedbinlikle hasta idi. Dedi: "Ulemâ azaldı; kemiyet keyfiyeti. Korkarız, dinimiz sönecek de bir zaman."
Dedim: Nasıl kâinat söndürülmezse, imân-ı İslâmî de sönemez. Öyle de, zeminin yüzünde çakılmış mismârlar hükmünde her an
Olan İslâmî şeâir, dinî minârât, İlâhî maâbid, şer’î maâlim itfâ olmazsa, İslâmiyet parlayacak an be an.
Herbir mâbed bir muallim olmuş, tabıyla tabâyie ders verir. Her maâlim dahi birer üstad olmuştur; onun lisân-ı hali eder telkin-i dinî; hatâsız, hem bînisyan.
Herbir şeâir bir hoca-i dânâdır; ruh-u İslâmı dâim enzâra ders veriyor. Mürûr-u a’sâr ile sebeb-i istimrâr-ı zaman;

Hâşiye
35 sene evvel yazılan bu makam ;bu sene yazılmış tarzını gösteriyor. Demek ramazan bereketiyle yazdırılmış bir nevi ihtar-ı gaybidir.