Sözler Onuncu Söz

Hâtime

Geçen On İki Hakikat, birbirini teyid eder, birbirini tekmil eder, birbirine kuvvet verir. Bütün onlar birden ittihad ederek, neticeyi gösterir. Hangi vehmin haddi var şu demir gibi, belki elmas gibi on iki muhkem surları delip geçebilsin; tâ, hısn-ı hasînde olan haşr-i imânîyi sarssın?
-1- âyet-i kerîmesi ifade ediyor ki, "Bütün insanların halk olunması ve haşredilmesi, kudret-i İlâhiyeye nisbeten, birtek insanın halkı ve haşri gibi âsandır."
Evet öyledir. Nokta nâmında bir risâlede haşir bahsinde şu âyetin ifade ettiği hakikati tafsîlen yazmışım; burada, yalnız bir kısım temsilâtiyle, hulâsasına bir işaret edeceğiz. Eğer istersen o Nokta’ya mürâcaat et.
Meselâ, -2- -temsilde kusur yok-nasıl ki, nurâniyet sırrıyla, güneşin cilvesi, kendi ihtiyârıyla olsa da, bir zerreye suhûletle verdiği cilveyi, aynı suhûletle hadsiz şeffâfâta da verir.
Hem, şeffâfiyet sırrıyla, bir zerre-i şeffâfenin küçük gözbebeği, güneşin aksini almasında, denizin geniş yüzüne müsâvidir.
Hem, intizam sırrıyla, bir çocuk parmağıyla gemi sûretindeki oyuncağını çevirdiği gibi, kocaman bir diritnotu da çevirir.
Hem, imtisâl sırrıyla, bir kumandan, birtek neferi bir arş emriyle tahrik ettiği gibi, bir koca orduyu da aynı kelime ile tahrik eder.
Hem, muvâzene sırrıyla, cevv-i fezâda bir terazi ki, öyle hakiki hassas ve o derece büyük farz edelim ki, iki ceviz terazinin iki gözüne konulsa hisseder. Ve iki güneşi de istiâb edip tartar. O iki kefesinde bulunan iki cevizi birini semâvâta, birini yere indiren aynı kuvvetle, iki şems bulunsa, birini arşa, diğerini ferşe kaldırır, indirir.
Mâdem şu âdi, nâkıs, fânî mümkinâtta nurâniyet ve şeffâfiyet ve intizam ve imtisâl ve muvâzene sırlarıyla en büyük şey en küçük şeye müsâvi olur, hadsiz hesabsız şeyler birtek şeye müsâvi görünür; elbette Kadîr-i Mutlakın zâtî ve nihayetsiz ve gayet kemâlde olan kudretinin nurânî tecelliyâtı ve melekûtiyet-i eşyanın şeffâfiyeti ve hikmet ve kaderin intizamâtı ve eşyanın evâmir-i tekviniyesine kemâl-i imtisâli ve mümkinâtın vücud ve ademinin müsâvâtından ibâret olan imkânındaki muvâzenesi

1 Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. (Lokman Sûresi: 28.)

2 En yüce sıfatlar Allah’ındır. (Nahl Sûresi: 60.)