Sözler Yirmi Beşinci Söz

Hem, zeminin sayfasında yüz binler envâı, beraber birbiri içinde kalem-i kudretiyle hatâsız, kusursuz yazmak birtek Vâhid-i Ehadin sikkesi olduğundan, şu âyetle, güneş gibi Vahdâniyeti ispat etmekle beraber, güneşin tulû ve gurûbu gibi kolay ve katî, Kıyâmet ve haşri gösterir. İşte, lâfzındaki keyfiyet noktasında şu hakikati gösterdiği gibi, çok sûrelerde tafsil ile zikreder.
Meselâ, Sûre-i -1-’de öyle parlak ve güzel ve şirin ve yüksek bir beyânla haşri ispat eder ki, baharın gelmesi gibi katî bir sûrette kanaat verir. İşte bak; kâfirlerin, çürümüş kemiklerin dirilmesini inkâr ederek, "Bu acîbdir, olamaz" demelerine cevaben,
-2- ilâ âhir, -3- ’ye kadar ferman ediyor. Beyânı su gibi akıyor, yıldızlar gibi parlıyor; kalbe, hurma gibi hem lezzet, hem zevk veriyor, hem rızık oluyor. Hem, makam-ı ispatın en latîf misâllerinden, -4- der. Yani, "Hikmetli Kur’ân’a kasem ederim, sen resûllerdensin." Şu kasem işaret eder ki, risâletin hücceti o derece yakînî ve haktır ki, hakkàniyette makam-ı tâzim ve hürmete çıkmış ki, onunla kasem ediliyor. İşte şu işaret ile der: "Sen resûlsün; çünkü, senin elinde Kur’ân var. Kur’ân ise, haktır ve Hakkın kelâmıdır. Çünkü, içinde hakiki hikmet, üstünde sikke-i i’câz var."
• Hem, makam-ı ispatın îcâzlı ve i’câzlı misâllerinden, şu:
-5- Yani, "İnsan der: ’Çürümüş kemikleri kim diriltecek?’ Sen, de: ’Kim onları bidâyeten inşâ edip hayat vermiş ise, o diriltecek.’" Onuncu Sözün Dokuzuncu

1 Kaf. Şerefi pek yüce olan Kurân’a yemin olsun. (Kaf Sûresi: 1.)

2 Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl binâ edip süsledik ki, hiçbir gediği yoktur. (Kaf Sûresi: 6.)

3 İşte kabrinizden çıkışınız da böyle olacaktır. (Kaf Sûresi: 11.)

4 Yâsin • Hikmet dolu Kurân’a yemin olsun • Ki, sen Allah tarafından insanlara gönderilmiş peygamberlerdensin. (Yâsin Sûresi: 1-3.)

5 Dedi: "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" • De ki: "Onu ilk önce kim yaratmışsa tekrar O diriltecek. O her şeyin yaratılışını hakkıyla bilendir. (Yâsin Sûresi: 78-79.)