Sözler Yirmi Beşinci Söz

İşte, Ayete’l-Kürsîde on cümle ile on tabaka-i tevhidi ayrı ayrı renklerde ispat etmekle beraber, -1- cümlesiyle gayet keskin bir şiddetle şirki ve gayrın müdâhalesini keser, atar. Hem, şu âyet, İsm-i Âzamın mazharı olduğundan hakàik-ı İlâhiyeye âit mânâları âzamî derecededir ki, âzamiyet derecesinde bir tasarruf-u rubûbiyeti gösteriyor. Hem, umum semâvât ve arza birden müteveccih tedbîr-i ulûhiyeti en âzamî bir derecede umuma şâmil bir hafîziyeti zikrettikten sonra, bir râbıta-i Vahdet ve birlik ciheti, o âzamî tecelliyâtlarının menba’larını -2- ile hulâsa eder.
Hem meselâ,
-3-
İşte şu âyetler, evvelâ Cenâb-ı Hakkın insana karşı şu koca kâinatı nasıl bir saray hükmünde halk edip, semâdan zemine âb-ı hayatı gönderip, insanlara rızkı yetiştirmek için zemini ve semâyı iki hizmetkâr ettiği gibi, zeminin sâir aktârında bulunan herbir nevi meyvelerinden, herbir adama istifade imkânı vermek, hem insanlara semere-i sa’ylerini mübâdele edip, her nevi medâr-ı maîşetini temin etmek için gemiyi insana musahhar etmiştir. Yani, denize, rüzgâra, ağaca öyle bir vaziyet vermiş ki, rüzgâr bir kamçı, gemi bir at, deniz onun ayağı altında bir çöl gibi durur. İnsanları gemi vâsıtasıyla bütün zemine münâsebettar etmekle beraber ırmakları, büyük nehirleri, insanın fıtrî birer vesâit-i nakliyesi hükmünde teshîr, hem güneş ile ayı seyrettirip mevsimleri ve mevsimlerde değişen Mün’im-i Hakikinin renk renk ni’metlerini insanlara takdim etmek için iki musahhar hizmetkâr ve o büyük dolabı çevirmek için iki dümenci hükmünde halk etmiş. Hem, gece ve gündüzü insana musahhar yani, hâb-ı rahatına geceyi örtü, gündüzü maîşetlerine ticaretgâh hükmünde

1 Onun katında, Onun izni olmaksızın kim şefaat edebilir? (Bakara Sûresi: 255.)

2 En yüce ve en büyük olan da ancak Odur. (Bakara Sûresi: 255.)

3 O Allah ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten de bir su indirdi ki, onunla sizin için rızık olarak meyvelerden bitirdi. Onun emriyle denizde seyretsinler diye gemileri sizin hizmetinize verdi. Nehirleri de yine sizin hizmetinize verdi. Nehirleri de yine sizin hizmetinize verdi. • Birbiri ardınca dönüp duran güneşi ve ayı da sizin hizmetinize verdi. Geceyi ve gündüzü de sizin hizmetinize verdi. • O, sözünüz ve halinizle istediğiniz her şeyden size verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız saymakla bitiremezsiniz. (İbrâhim Sûresi: 32-34.)