Gördüm ki, nasıl bir insan-ı ekber olan kâinat lisan-ı hal ve çok eczaları istidat ve ihtiyac-ı fıtri lisanıyla ve zişuur mevcudatları lisan-ı kal ile
diyorlar ve Halıkının merhametkarane rububiyetine karşı ubudiyetlerini gösteriyorlar; aynen öyle de, bir küçücük kâinat hükmünde o cemaat-i uzmada her bir arkadaşımın cesedi gibi benim cesedimdeki zerreler ve kuvveler ve duygularım dahi Halıkının rububiyetine karşı itaat ve ihtiyaçlarının lisan-ı haliyle
diyerek emir ve irade-i İlahiyeye göre hareket ettiklerini ve her anda Halıklarının inayetine ve merhametine ve yardımına muhtaç olduklarını gösteriyorlar gördüm. Hem namazdaki cemaatin kudsi sırrını, hem nunun güzel mucizesini hayretle müşahede edip, nun kapısıyla girdiğim gibi çıktım, "Elhamdülillah" dedi .
cümlesini, o üç cemaatin ve o büyük ve küçücük arkadaşlarım hesabına da söylemeye çalıştım.
Şimdi mukaddime bitti, sadede dönüyoruz.
’in işaret ettikleri hüccete gayet kısa bir işarettir:
Evvela: Biz, gözümüzle görüyoruz: Kâinatta, hususan zemin yüzünde dehşetli ve daimi bir faaliyet ve hallakıyetin intizamla cereyanı içinde merhametkarane, müdebbirane bir rububiyet-i mutlaka hadsiz zihayatların istianelerine ve fiilen ve halen ve kalen istimdatlarına ve dualarına kemal-i hikmet ve inayet ile imdat ve herbirine fiilen cevap vermek tezahürü içinde bir uluhiyyet-i mutlaka, bir mabudiyet-i ammenin tecelliyatı, umum mahlukatın, hususan zihayatın ve bilhassa insan taifelerinin fıtri ve ihtiyari binler tarzdaki ibadetlerine mukabelesini akl-ı selim ve iman gözü gördüğü glbi, bütün semavi fermanlar ve enbiyalar haber veriyorlar.
Saniyen:
’nununun remziyle mukaddimede mezkur üç cemaatten herbiri ve umumu, beraber, çeşit çeşit, fıtri ve ihtiyari ibadetlerle meşgul olmaları, şeksiz, bedahetle bir mabudiyete karşı şakirane bir mukabele ve bir Mabud-u Mukaddesin mevcudiyetine hadsiz ve şüphesiz bir şehadettir. Ve
nununun remziyle mezkur üç cemaatin, yani mecmu-u kâinattan ta bir ceseddeki zerrelerin cemaatinden her bir taifenin, her bir ferdin fiili ve hali istianeleri ve dualan var. Ve onların muavenetlerine koşan ve dualarına kabul ile cevap veren bir şefkatli Müdebbire, şüphesiz şahadet eder. Mesela, Yirmi Üçüncü Sözün dediği gibi, zemindeki umum mahlukatın üç nevi duaları pek harika ve ümidin haricinde kabul olması, bir Rabb-i Rahim ve Mucibe kati şahadet eder.
Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz. (Fatiha Suresi: 5. )