Şuâlar Eddâi

İşte o hadsiz şahitlerden birisi, bu zamanda Risale-i Nurdur ki, münkirler ona karşı hiçbir çare bulamadıklarından, zabıta ve adliyeyi aldatıp mahkeme eliyle susturmasına çalışıyorlar.
On ikincisi: Alem-i İslamda herbiri ümmetin ehemmiyetli bir kısmını daire-i dersine alıp, harika irşad ve kerametlerle manevi terakki ettiren ve hüccetler yerinde müşahedata, keşfiyata dayanan ve aktab denilen en derin ehl-i tahkik ve hakikat, ruhani terakkilerinde Muhammedin (a.s.m.) risaletini ve sadıkıyetini ve en yüksek mertebe-i hakkaniyette bulunduğunu keşfen ve şuhuden görüp müttefikan ve mütetabıkan nübüvvetine şehadetleri öyle bir imzadır ki, onların umumu kadar bir yüksek mertebe-i kemalatı kazanmayan, o imzayı bozamaz.

On üçüncü şahadet: Dört külli ve çok geniş ve kati hüccetlerden ibarettir:

Bu fıkranın kısaca bir meali burada beyan edilecek ve izahatı ve senedleri Zülfıkarın Mucizat-ı Ahmediye (a.s.m.) kısmının ahirinde mükemmel var.
Yani, geçmiş zamanlarda nev-i beşerin meşahir ve namdarlarından başta enbiya olarak arifler, kahinler, hatifler müttefikan Muhammedin (a. s. m. } risaletine ve geleceğine irhasat nevinden gayet sarihan ve mükerrer haber verdiklerini nakl-i sahih ve bir kısmını tevatürle tarih ve siyer ve hadis kitaplarında kayıt ve kabul edilmesine ve mu’cizât-ı Ahmediye (a.s.m.) risalesinde o binler ihbaratın enkuvvetli ve kati kısmını tafsilen beyanına binaen ona havale edip gayet kısa bir işaretle deriz ki:
Enbiyalar, mukaddes, semavi kitaplarda Muhammedin (a.s.m.) nübüvvetine dair Tevrat, İncil, Zebur’un yüzer ayetlerinde sarahate yakın kısmından yirmi ayetleri On Dokuzuncu Mektubda yazılmış. Hıristiyan ve Yahudiler tarafından çok tahrifatıyla beraber, yine nübüvvet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) haber veren yüz ayeti, Hüseyn-i Cisri kitabında yazmış.
Kahinler ise, başta meşhur Şık ve Satih olarak, ruhani ve cin vasıtasıyla gaibden haber veren ve şimdi medyum denilen tevatür bir nakl-i sahih ile Peygamberin (a.s.m.) geleceğine ve Fars devletini kaldıracağına sarih bir surette haber verdikleri ve şüphe kaldırmaz bir tarzda yakında bir Peygamber Hicazda zuhurunu mükerrer söyledikleri gibi, arif-i billah kısmından Peygamberin (a.s.m.) cedlerinden

Geçmiş devirlerdeki kahinler, hatifler ve ariflerden tevatürle nakledilen müjdelerin şahadetiyle, semavi kitaplarda görülen enbiya ve resullerin müjdelerinin müşahedesiyle; ve o peygamberlerin (aleyhimüsselam) mukaddes kitaplarında Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın risaletinin müjde ve şahadetleriyle.