Şuâlar Eddâi

olmasından, suret-i zahirede müphem ve tesadüfe bağlı gibi gösterilmiş. Ta her vakit Rezzak-ı Kerimin dergahına iltica ve rica ve yalvarmak ve hamd veşükürşefaatiyle rızık istemek kapısı kapanmasın. Yoksa, muayyen olsa idi, mahiyeti bütün bütün değişecekti. Şakirane, minnettarane ricalar, dualar, belki mütezellilane ubudiyet kapıları kapanırdı.

DOKUZUNCU, ONUNCU DELİL:
Yani, her masnuda, hususan bahar mevsiminde zemin yüzünde sermedi bir hüsün ve cemalin cilvelerini gösteren bütün güzel mahluklar, ezcümle çiçekler, meyveler ve kuşçuklar ve sinekler ve bilhassa yaldızlı ve yıldızlı kuşçukların hilkatlerinde ve suretlerinde ve cihazatlannda öyle mucizane bir maharet ve dikkat ve harika bir sanat, bir ittikan, bir mükemmeliyet ve sanatkarlarının mu’cizâtlı hünerlerini gösteren ayrı ayrı, çeşit çeşit tarzlarda şekiller, makinecikler, gayet ihatalı bir ilme ve-tabirde hata olmasın-gayet maharetli ve fünunlu bir meleke-i ilmiyeye kati delalet ve serseri tesadüfün ve şuursuz ve müşevveş esbabın müdahale etmesinin imkansız olduğuna şahadet ettikleri gibi; ifadesiyle o güzel masnularda o derece bir şirin süslemek ve tatlı bir zinet ve cazibedar bir cemal-i sanat var ki, nihayetsiz bir ilim ile iş görür ve herşeyin en güzel tarzını bilir ve sanatkarlığın cemal-i kemalini ve kemal-i cemalini zişuurlara göstermek ister ki, en cüz’i bir çiçeği ve küçük bir sineği ihtimamkarane, mahirane, sanatperverane ehemmiyetle tasvir ve icad eder. Bu ihtimamkarane tezyin ve tahsin, bedahetle hadsiz ve herşeye muhit bir ilme delalet ve o güzellerin adedince, bir Sani-i Alim-i Zülcemalin vücub-u vücuduna, şehadetler ederler demektir.

Beş külli delil ve hüccetlerini ihtiva eden ON BİRİNCİ DELİL:

Bu delil, sabıkan zikredilen Arabi fıkranın ahirinde yazılan delilin başka ve daha güzel bir tarzıdır. Şiddetli hastalık sebebiyle, gayet kısa bir işaretle bundaki beş altı geniş delilleri beyandır.