On İkinci Âyet
-1- âyetleridir. Meâl-i icmalîleri der ki: "Kur’an hikmet-i kudsiyeyi size bildiriyor, sizi mânevî kirlerden temizlendiriyor."
Bu üç âyetin küllî ve umumî mânâlarında Risalei’n-Nur kastî bir surette dahil olduğuna iki kuvvetli emâre var.
Birisi şudur ki:
Risalei’n-Nurun müstesna bir hassası ism-i Hakem ve Hakîmin mazharı olup bütün safahatında, mebahisinde nizam ve intizam-ı kâinatın aynasında ism-i Hakem ve Hakîmin cilveleri olan hikmet-i kudsiyeyi ve hikemiyat-ı Kur’âniyeyi ders veriyor. Mevzuu ve neticesi hikmet-i Kur’âniyedir.
İkinci emâre:
Birinci âyet: 1322 ederek makam-ı ebcedî ile Risalei’n-Nur Müellifinin doğrudan doğruya ulûm-u âliyeden (
) başını kaldırıp hikmet-i Kur’âniyeye müteveccih olarak hâdimü’l-Kur’ân vaziyetini aldığı tarihtir ki, bir sene sonra İstanbul’a gitmiş, mânevî mücahedesine başlamış.
İkinci âyet ise: Makam-ı cifrîsi 1302 ederek Risale-i Nur Müellifinin Kur’ân dersini aldığı tarihe tam tamına tevafukla remzen Kur’ân’ın bâhir bir bürhanı olan Resâili’n-Nur’a bakar.
Üçüncü âyet ise, 1338 olduğundan, hikmet-i Kur’âniyeyi Avrupa hükemasına karşı parlak bir surette gösterebilen ve gösteren Risalei’n-Nur Müellifi Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyede hikmet-i Kur’ânîyeyi müdafaa etmekle, hattâ İngilizin Başpapazı sual ettiği ve 600 kelimeyle cevap istediği altı sualine altı kelimeyle cevap vermekle beraber inzivaya girip bütün gayretiyle Kur’ân’ın ilhamatından Risale-i Nur’un meselelerini iktibasa başladığı aynı tarihe tam tamına tevafukla remzen bakar.
On Üçüncü Âyet
Sûre-i Al-i İmrân’da
-2-
On Dördüncü Âyet
Sûre-i Nisâ’da
-3-
Bu iki âyet bu asra da hususî bakarlar.
1 Sizi inkâr ve günah kirlerinden temizler, size Kuran’ı, kâinatın gayesini ve sırlarını öğretir. Bakara Sûresi, 2:151.
2 Halbuki o âyetlerin tefsirini Allah’tan ve Allah’ın kendilerine ilimde derinlik ve istikamet ihsan ettiği kimselerden başkası bilemez. Âl-i İmrân Sûresi, 3:7.
3 Fakat onlardan ilimde derinlik ve istikamet sahibi olanlar. Nisâ Sûresi, 4:162.